Batman: Rebirth #1 ve Batman #1

Ay çok heyecanlıyım nasıl giriş yapsam bilemedim! Az önce Batman: Rebirth #1 ve Batman #1'i okudum. Size de anlatmaya geldim. Öyleyse şu girizgahı geçiyorum hemen.

Şimdi, öncelikle bu 'Rebirth' olayı nedir, onu bir açıklığa kavuşturayım. Bir kaç ay önce Jim Lee rebirth diye bir olayın olacağını duyurdu. İlk etapta yeniden bir evren sıfırlama olayına girileceğini düşünsek de bir süre sonra 'eski evren'in geri döndürüleceği üzerine haberler çıktı. Tabii ben buna çok da inanmamıştım hatta ortamlarda 'Hıı tabi .s.s.s.s Convergence için de öyle dediler bakın ne oldu .s.s.s.s New 52 öncesi evren gelmez artık buna alıştıralım kendimizi .s.s.s.s' diye atar yapmışlığım vardır. Her neyse. Yakın tarihte DC Universe Rebirth #1 yayınlandı ve Wally'yi gördük! Evet, evet, bildiğiniz Wally! Turuncu saçlı, Irıs'in yeğeni olan. Tabii sayfaları okurken bir hüzünlenmedim değil. Wally'nin köken hikayesine girmeler mi dersiniz... Barry'ci olduğum halde duygulandım baya. Neyse DCU Rebirth #1'de, Flashpoint evreninde Barry'nin Batman'i bulmaya çalışması gibi burada da Wally Batman'i bulmaya çalışıyor. Buluyor da ancak kendini çok ifade edemeden, speedforce aracılığıyla kurduğu bağlantı kopuyor. Peki neyi anlatmaya çalışıyor? Flashpoint'in zaman kırılmasına sebep olmadığını bunu yapan başka biri olduğunu, neden on yıl kaybettiklerini açıklamaya çalışıyor. Ay mutlaka okuyun ^^

Şimdi geçelim Batman: Rebirth #1'e...

Scott Snyder ve Tom King'in yazdığı bu tek sayıda Duke Thomas'ı görüyoruz. Kendisi ilk kez, 2013 yılında Batman Vol. 2 #21' de görülmüştü. Tam konumlandırılmamış olan Duke bu sayıda yerini buluyor.

Şimdi bununla neyi kastediyorum? Duke, teklif için Wayne Malikânesine geliyor. 'Yani aslında Robin'in çok da Batman'e ihtiyacı yok. Ailem... Ben böyle de iyiyim' diye zırvalarken Batman 'Seni Robin olarak eğitmeyeceğim, yeni bir şey deniyorum' demesin mi! Ben tam da Robin olarak devam edeceğini düşünürken Batman'in bu lafı beni şoklardan şoklara sürükledi. Daha önce hiç görülmeyen -başka sayıda görüldüyse de ben kaçırmışım demek ki- bir kostüm gösterdi. Böyle sarı renkli falan. Bakalım ne olacak hâlâ merak içerisindeyim.

Çok da uzun olmayan sayı epey dolu aslında. Sayı kötüsü olarak Calendar Man'i gördük. Gotham'ın mevsimlerini sürekli değiştiren bu arkadaş Batman'i baya uğraştırdı. Deniz altına soktuğu ve tüm Gotham'ı bitirebilecek bir makine var. Batman bu makineyi etkisiz hale getirmek için deniz altında kalma skorunu kırdı falan. Güzel sayıydı yani.

Tabii Calendar Man ile çeşitli göndermeler mevcuttu. Calendar Man mevsim kış olduğunda ölüyor. sonra genç biri olarak yeniden doğuyor. Hatta bir resim ekleyeyim:

Bundan bir kare sonra Calendar Man "Tell yourself that..." diyor sahne kesiliyor. Bruce ve Duke'u idman yaparken görüyoruz burada ve şu replik geçiyor  "Tell yourself it's done. But it's never done." (Kendine bittiğini söyle. Ama asla bitmez) Daha sonra Duke, Calendar Man'in tekrar geleceğini, her yeniden doğuşunda DNA'sının farklılaştığını ancak hafızasını koruduğunu, buna bağlı olarak yeni bir kişilikle, yeni fikirlerle ortaya çıkacağını söylüyor. Bruce ise öyleyse biz de daha iyi bir şekilde karşısına çıkarız diyor. Aslanlarım be!

Şimdi burada ne gönderme gördün diyeceksiniz. Bence ilk olarak DC'nin yeni geliştirdiği / geliştireceği politikaların daha iyi olduğunu / olacağını temsil ediyor gibi. Ve sonraki Batman serilerinde Tom King, Scott Snyder'ın bayrağını elinden alarak yazarlığı üstlenecek. Bir ihtimal de buna gönderme olabilir. Bakalım gerçekten güzel şeyler olacak gibi! ^^ 

Ah unutmadan... Küçük de olsa bir Wayne draması gördük. Lucius Fox'un cümleleri beni gerçekten etkiledi. Onu da buraya bırakıyorum.

-I once tried to talk to your father into coming into the business. Told him being a doctor drives you crazy. Whatever you do, people just get sick again. You make no progress. In a dark voice, he said, "You are right Lucius. I am crazy. But the sick need someone crazy enough to believe they can be better. So what else could I be?"-

BATMAN #1
Şimdi gelelim yazının esas konusuna. Yani Batman #1'e. Yukarıda Tom King'in yazarlığını yaptığını söylemiştim. Kimdir Tom King? Grayson ve The Sheriff of Babylon serilerinin yazarı. Kendini çabuk gösterdi açıkçası. Henüz yeni sayılsa da bu söylediğim işleri gerçekten güzel. Hele bu sayı... Öyleyse başlayalım!

I am Gotham adlı hikayenin ilk kısmını okuyoruz. Batman ve Gordon, efendi efendi Batsignal'in yanında muhabbet ediyorlar. Hatta Gordon, Batman'e her zamanki atarlarını yapıyor "ya bu yansıtma olayı güzel de keşke numaranı versen .s.s.s" falan diyor. Sonra ne oluyor? Kuyruğu yanan ve düşmekte olan bir uçak görüş alanına giriyor.  Şimdi bu noktada "Bu ne lan" dedim, "Karanlık çizimlerle Superman hikayesi mi okuyacağız?". Çizgi Roman okuyucuları bilir genellikle uçak kurtarma olayı Superman'e aittir. Her neyse. Fikrim bir kaç kare sonra değişecekti zaten.

Batman anında Alfred ile temasa geçip gerekli bilgileri alıyor. Justice League'e, bilhassa, Hal ve Clark'a ulaşmaya çalışıyor. Ancak onlardan bir haber alınamıyor. Bunun üzerine klasik Batman celallenmesi görüyoruz "Benim şehrimse ben kurtarırım be!" deyip cengâverliğiyle hemen bir plan oluşturuyor kafasında. Uçağı kendisi durdurmaya çalışacak. Yani denize indirecek, nasıl durdursun. ^^

Bu arada Duke bir süreliğine Batman'in yanına taşınmış, ona yardımcı olmaya çalışıyor. Batman'in ise çok çok riskli bir şeyin peşinde olduğunu anlıyoruz. Gordon'la olan konuşmalarına şahit oluyoruz. Bu sırada yolcuları görüyoruz. Baya isyan ediyolar, "Supeman'in ya da Lantern'ın şehrine düşseydik bizi uçarak yakalardı. Şimdi bizi kim kurtaracak? Herkes kendi hakettiği kahramanı alır" gibisinden muhabbetlere giriliyor. Ve tak! Bu sırada kanatta Batman'i görüyoruz. Hakettiğimiz kahraman, evet çok güzel gönderme! ^^

Batman uçağın denize inmesini sağlayarak yolcuları kurtaracak ama kendi de çok çok büyük ihtimalle ölecek. Burada farklı olansa Alfred'in "Aman Master Bruce, yapmayın etmeyin, intihar bu" gibi laflar etmemesi. İsteneni yapıyor. Her şeyin farkında. Ama dediğim gibi aşırı stabil. Ve aralarında öyle bir konuşma geçiyor ki gerçekten çok duygulandım. 

Bunun üzerine Alfred "Evet Master Bruce, benim gibi onlar da gururlanırlardı. Tıpkı her zaman olduğum gibi. Gönlünü ferah tut bu kesinlikle iyi bir ölüm" minvalinde laflar ediyor. Dikkatimi çekti.  Tabii, Batman, eğer Duke devam etmek isterse etsin demeyi de unutmuyor. İlginç bir sayı gerçekten. Çok çok kısa bir zaman dilimi anlatılıyor (dakikalar?) ve bu kadar dolu dolu olabiliyor. Ne diyeyim, çok iyi başladı öyle devam etmesi  nasip olsun. 

Ah, tabii ki Batman ölmüyor. Durun daha ilk sayı bu^^ Uçak son anda durduruluyor. Batman ilk etapta Clark zannetse de açığa çıkıyor ki Gotham ve Gotham Girl adlı iki kişi durdurmuş. İşte burada çok büyük bir Cliffhanger ile baş başa kalıyoruz. Kim bunlar?

Dediğim gibi Superman hikayesi gibi başladığını zannettiğim, öyle olmadığını anlamam bir kaç kareyi alan çok güzel bir sayı. Yani gerçekten, nasıl bu kadar kısa bir süre bu kadar dolu anlatılır. Dakikalar ya dakikalar! Bu arada David Finch'in çizimleri enfes. 

Yanlış hatırlamıyorsam, ikinci sayı 6 Temmuz'da çıkacak. Bu seri takip edilmesi gereken bir seri olduğunu ilk etapta kanıtladı. Size de öneririm. Öyleyse, esenlikle kalın!^^