Selamlar! I am Gotham hikayesinin beşinci sayısıyla buradayım. Ondan önce dördüncü sayıyı ekleyeyim de hafızalar tazelensin: Batman #4
Şimdi öncelikle şunu söyleyeyim, bir değişiklik yapacağım ve önceki dört sayıdaki gibi ayrıntılı bir özet yazmayacağım. Konu kısmından genel geçer bahsedip, yorumumu yapıp efendi efendi ayrılacağım. Sanırım böylesi daha iyi ^^ Öbür türlü çok uzun oluyor, siz okumaktan ben de yazmaktan bunalıyorum. Ben parça parça yazamıyorum da. Bir oturuşta yazmazsam o yazı asla bitmez. Neyse, olayımıza gelelim.
En son sayıda Gotham (karakter olan, şuna artık Hank diyeceğim) kafayı kırmıştı malumunuz. Gotham'ı (şehir olan) yerle bir etmeye ant içmişti. Batman bu sayıda Hank'i durdurmaya çalışıyor. Alfred'in küçük bir yardımı oluyor. Justice League'i görüyoruz, onlarınsa hiçbir yardımı dokunmuyor. Gotham ve Gotham Girl'ün güçlerinin nasıl çalıştığını anlıyoruz. Gotham Girl sayesinde Hank'in amacına ulaşması engelleniyor. Demek istediğim Gotham ölüyor.
Sayı iyi başlıyor ve Batman'in Alfred ile temasa geçmesiyle devam ediyor. Alfred'in küçük yardımı demiştim: Batman kılığına girip Batman'e biraz zaman kazandırıyor. Alfredin hazırlandığı esnada söylediklerinin kafa karıştırıcı olduğunu söylemeliyim. Ne olduğunu anlamayıp üç kez geriye döndüm. Görselde görüyorsunuz, Thomas deyip konuşmaya başlıyor. Benim aklım Duke Thomas'a gitti doğal olarak. Ancak Alfred'in Duke'a böyle bir şey söylemesi im-kan-sız. Haliyle bir "Noluyor olm?!" dedim kendi kendime. Üçüncü okuyuşumda jeton düştü bende. Thomas Wayne burada kastedilen.
Anlayanlarınız olmuştur tabii, ben pek normal bir kafayla okumadım. Ancak böyle bir karışıklığa gerek var mıydı sayın Tom King? Dört sayıdır seni övüp duruyorum. Kızdığım nokta şu: Olayı çözdüğümde de "Ohaa, ay ne kadar zekice, muhteşem yazılmış" gibi bir tepki vermedim. Tam tersine az buçuk zorlama olduğunu düşündüm. Sanki gereksiz yere hikaye kesilmiş. Fangirl taraflarım bayram etmedi yani. Neyse.
Alfred'in Batman kılığına girmesiyle hikayeye espri katılmış. Benim yine çok hoşuma gitmedi. Yani bilemiyorum, sonuçta her şeyin açığa çıkmasını beklediğimiz, bu doğrultuda okuduğumuz sayıda araya böyle şeyler girmesi beni pek hoşnut etmedi. Tom King Alfred dolayısıyla Golden Age Batman'ine gönderme yapmak istemiş olabilir, bilemiyorum. Ancak öyleyse bile dediğim gibi çok büyük bir tepki vermedim. Ben de şaşırıyorum kendime, normalde bu tarz göndermelerde halay falan çekebilecek kapasite var bende. Ancak dediğim gibi, nötr kaldım ^^
Batman'in Hank ile dövüşme sahnelerini ise çok sevdim. Bana biraz TDRK'yı hatırlattı. Gerçi çok da bir sürpriz olmaması gerek. Supermanvari bir karakterle kapışıyor, direkt olarak onu hatırlamam çok normal bence ^^
Supermanvari demişken, Gotham Girl sayesinde güçlerinin nasıl çalıştığını öğrendik. Dolayısıyla neden Justice League'in başarılı olamadığını. Bu güçler kiminle savaştığına göre değişebiliyor. Yani düzenlenebiliyor. Şöyle ki, ömür boyu süren güçleri yok. Hatta gücün seviyesi ne kadar arttırılırsa yaşam süreleri de ters orantıyla azalıyor. Yani Hank JL ile kapışırken sınırlarını epey yukarı çekiyor.
Justice League demişken, sanki Birlik'in olaya dahil olmasına gerek yoktu. Bilmiyorum bu sayıda neden sürekli hoşnutsuzdum ama durum bu. Birlik'in dahil olmasından rahatsız değilim, tam tersine ben bir DC okuruyum. Görmek hoşuma bile gider ancak burada JL sahnesi çok üstünkörü idi. Yani, Gotham hemencecik hepsini alt etti. "Ee bundan rahatsızsın ama Batman'in şimdiye kadar yenilmemiş olmasından niye rahatsız değilsin" demeyin, "çünkü o Batman!" ^^
JL kaybettikten sonra Batman ve Hank'in diyaloglarını sevdim. İşin ucu Batman'e döndü zaten. Burada Batman'den büyük ataklar beklerken o atağı Gotham Girl yaptı. İyi mi oldu? Hem artı ve hem eksi yönü var. Şöyle ki, Batman'in çok epik sahnelerini görebilirdik. Bu eksi yönü.
Artı yönü ise, önceki yazılardan birinde Gotham Girl'ün gerçek bir motivasyonunun olmadığını, karakter alt yapısının biraz boş bırakıldığını söylemiştim. İşte bu sayıda Gotham Girl'ün aslında bir sidekick olmadığını gösterdiler. Zaten bundan sonra Gotham Girl'ün hikayesine yönelecekler. Seversem yazarım bloguma hiç merak etmeyin ^^ Yani bir kız olarak, hemcinsim bir karakterin öne çıkarılmasını tabii ki sevdim.
Böylece, yeni bir hikayeye çoktan yol almış olduk. Duke ve Claire'in durumları nasıl olacak, Claire nasıl bir karaktere dönüşecek merak ediyorum. Haydi bir teori kasayım burada, belki Batman ailesinin bir üyesi olur, ne dersiniz?^^
Sonuca varacak olursam, kısım kısım çok iyi olmakla birlikte genel olarak beklentimi pek de karşılamadı. Yani çok iyi gelen bir dört sayı vardı, beşinci sayıda mükemmele ulaşmasını bekliyordum ancak öyle olmadı. Ha, tabii ki hâlâ iyi bir sayı. Ona şüphe yok. Ancak dediğim gibi beklenti meselesi.
Çizimler ve renklendirme içinse, genel olarak iyi olmakla birlikte arada bir üzmedi değil. Ancak o kadar kusur kadı kızında da olur değil mi?
Esenlikle kalın^^
Edit: Final kısmından teori ürettiğim için burada bahsetmedim. Okumak isterseniz: "Batman Teorileri: Batman Ölecek Mi?"
tek başına Batman'i çekemeyeceğim ama gurup içerisinde seviyorum.. bu arada oğlum flahhpoint serisini istiyor sanırım onları alacağım..
YanıtlaSilBatman tek başına da mükemmeldir ya ^^ Flashpoint de efsane bir hikayedir ^^
Sil