5 Ağustos 2016 Cuma

Paper Girls

Yaz bitmeden, yani vaktim varken, kafamdaki yazıları yazmak istiyorum. Bu doğrultuda daha fazla çizgi roman yazısı yazmak istiyorum ancak bu ara o kadar çok şey okuyorum ki, yeni yayın butonuna basınca bööööyle kalıyorum ^^ Paper Girls ise bu sıra okuduğum çizgi romanlar içinde ciddi anlamda fark atanlardan.


Ekim 2015'ten bu yana, Image Comics tarafından çıkarılan bu çizgi roman serisinin yazarı Brian K. Vaughan. Televizyon ve çizgi roman yazarı olan Brian K. Vaughan'ın işleri o kadar çok seviliyor ki "BKV Comic" diye bir kavram var bu piyasada. Eserlerini de sayayım öyleyse: SAGA, Y: The Last Man, Ex Machina,  Pride of Baghdad, Runaways, The Private Eye. Çizeri ise en çok Wonder Woman'dan tanıdığımız Cliff Chiang. Söylemeliyim ki, sırf Cliff Chiang'ın çizimleri için bu seriyi takip eden bir kitle var. Ekip çok sağlam anlayacağınız.

Konusuna geçeyim öyleyse. Yıl: 1988. Cadılar Bayramı sonrasının erken saatlerinde, Erin (yeni gazete dağıtımcısı kızımız, new kid) Freddy Krueger kılıklı biri tarafından zorbalığa uğrayacaktır. Yine gazete dağıtıcısı olan diğer üç kızımız, Mac, Tiffany, KJ, Erin'i bu zor durumdan kurtaracaktır. Daha sonra bu dört kızımız ikili gruplar haline dağılır ve akıl almaz olaylar başlar.

Mac ve Erin bir grup, Tiffany ve KJ bir grup oluşturmuştur. Ayrıldıktan kısa bir süre sonra Tiffany ve KJ dillerini bilmediği, 'hayalet kostümlü' biri tarafından gasp edilmiş ve Tiffany'nin 'walkie-talkie'sini çalınmıştır. Grubun dobrası olan Camel sigara içen Mac, bu işin peşini bırakmayacak ve hep beraber hırsızın peşine düşeceklerdir.

Bunun üzerine 'ten' gibi hissettiren kara bir çarşafın altında 'modern sanat gibi' dedikleri, anlam veremeyecekleri bir makine bulacaklardır. Erin bu şeyin uzaydan geldiğini iddia etse de diğerleri aldırış etmeyecektir. Bu şeyin tam olarak ne olduğunu tartışırlarken, makine çalışacaktır. Buradan kaçarken dillerini konuşamadıkları ninja kılıklı adamlarla karşılaşacaklardır. Bu ne olduğu belirsiz tiplerle uğraşırken onların bir şey düşürdüğünü fark ederler. Kesinlikle 1988 yılına ait olmayan bir "Apple" ürünü.


Yazıyı yazmadan, nasıl bir formda yazmam gerektiğini çok düşündüm. Batman gibi sayı sayı mı yazsam, yoksa tanıtım mı yazsam, yoksa ikisini aynı yazıda yapıp ayrıca teori yazısı mı yazsam bilemedim. Daha sonra tanıtım yazısı yazmaya karar verdim. Bu doğrultuda konuyu bu kadar uzun tuttum. (İlk sayıyı anlattım neredeyse.) Çünkü Image Comics'in tanıtımı aynen şöyle: "In the early hours after Halloween of 1988, four 12-year-old newspaper delivery girls uncover the most important story of all time." 

Yani ortaya bu kadar güzel iş çıkartıyorsun, ama tanıtımı bu mudur diye soruyor insan. Ah Tumblr lobisi! 2011'den beri Tumblr'a üye olan biri olarak söylüyorum bunu. Neyse varmak istediğim noktaya geliyorum.

Kendi tanıtımıyla Tumblr kızlarına hitap ediyor gibi dursa da çok ağır bir çizgi roman olduğunu söylemeliyim. Bunun için sayı sayı yazma işini sonraya attım. Çünkü her bir sayısı geriye muhteşem cliffhangerlar bırakıyor. Her yeni sayıda ise önceki sayının cliffhangerlarını çözmüyor ve yeni sorular getiriyor. Bir de öyle bir gönderme yapmışlar ki ben okurken yerimde duramıyorum. Misal daha çizgi romanın ilk sayısının ilk sahnesi bir rüya sahnesiyle başlıyor ve daha ilk andan itibaren "yasak elma, melek, şeytan, cennet, cehennem" olgularına gönderme yapıyor, biraz da bu kavramların Brian K Vaughan'ın kafasındaki yerini bize veriyor. Bakın daha başlangıçta yapıyor bunu. Abartmıyorum gerçekten. Kaç çizgi roman eski ABD başkanını çizip, soğuk savaşa, SSCB'ye gönderme yapabiliyor? Biraz daha ileri gidersem İncil'e, İran'a ve Irak'a (gazetelerden birinde vardı bu) hatta Amerikan adalet sistemine (bununla ilgili yazının sonuna görsel ekleyeceğim, unutmayın) gönderme vardı. Cevabı bu: Paper Girls


Çizgi romanda en sevdiğim şey ise, protagonistlerin kızlar olması. N'apıyım, feminist duygularım kabarıyor. Şaka bir yana, bu kızlar hiç de "piremses" modelinde değil. Gayet sert, hışımlı yaratılmış karakterler. Derinlikleri var yani. Misal Erin'in uzaya çok ilgisi var. Bu tarz karakterleri pek göremeyiz, kabul edin. 

Diğer sevdiğim nokta ise, kendimi tekrar etmiş olacağım ama, tumblr kızlarına hitap eden bir çizgi roman gibi dursa da kurgu anlamında çok karışık olması. Yani, bilim kurguyu kim sevmez? Zaman yolculuğu, çeşitli zaman sürerlilikleri falan... Ya da Erin'lerin üç tane olması... Ooppss! Spoiler verdim! ^^ 

Bugüne kadar sekiz sayısı çıktı. İlk beş sayısı vol. 1 olarak yayınlansa da bir oturuşta okumayın derim ben. Beyniniz yanar, benden söylemesi. Çünkü sekiz sayı oldu hâlâ kimin iyi, kimin kötü olduğu belirsiz sdfghfgh Derin teoriler üretiyorum, artık onları da göndermeler ve teoriler yazımda okursunuz. ^^ 

Sonuç olarak, hikayesi aşırı akıcı olan, iyi bir bilim - kurgu çizgi romanı. Yirmi yaşında, çizgi roman okuması fena olmayan birini -yani beni- heyecanlandıran bir çizgi roman bu. Sci-Fi seviyorsanız kaçırmayın ^^ Bu arada yirmi yaşındayım evet. '92'li sananlar çıksın, site kasıyor. Şaka şaka çıkmayın ancak dipnotlara bakmayacaksanız yazı bitti. 
Esenlikle kalın efendim^^
Bahsettiğim göndermelerden biri
PS.1. Tamir Rice ve John Crawford olayını araştırmanızı öneririm. 
PS.2. Çizgi romanın dördüncü sayıya kadar Türkçe incelemesi için tıktık.
Share:

4 yorum:

  1. Konusu ilgimi çekti ben de mi başlasam çizgi romana :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bikim kurgu seviyorsan hiç durma derim ^^ Çizgi romana yeni başlayacaksan da güzel bir başlangıç olabilir :)

      Sil

Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^