Vay be! Zaman nasıl da geçiyor! 12 Ağustos 2012'de kesin olarak bu blogdan yayın yapmaya başlamıştım. Dün gibi gözümün önünde ancak çok zaman geçti aradan, blogum da benimle birlikte değişti.
Aslında bu blog yayın hayatıma başladığım yer değildi: 2011'de çok yazarlı bir blogda yazıyordum, Kore içerikleri üzerineydi. (O yazıları da ulaşabilirsem bloga eklemek istiyorum, bir kısmı elimde ancak bir kısmı değil - bakalım) Daha sonra Ocak 2012'de blogumu açtım, çizgi roman ve diğer şeyler hakkında da yazmak istiyordum çünkü. Bundan dolayı da Ocak 2012'de Gogol'ün Palto'sunu yazdım buraya. Ancak kısa bir süre sonra sildim yazıyı; "kendi" blogumun olmasına hazır değildim demek ki (:
Daha sonra kafamdaki çizgi roman odaklı, film & dizi & kitap blogunu gerçekleştirmek için, 12 Ağustos 2012'de ilk yazımı yayımlamış oldum: Franz Kafka | Dönüşüm Hangi cesaretle, nasıl bir yürek yemişlikle Kafka üzerine yazmayı gerçekleştirdim bilmiyorum. Blogun temellerini attığımda 15 yaşımdaydım, bu yazı yayımlandığında henüz 16 olmuştum. Yaşıma başıma, cücük kadar tecrübeme bakmadan Kafka üzerine atıp tutmaya çalışmak iyi cesaretmiş :') Zaten pek de yazamamışım kabul edelim (asdfghjklş)
İlginç olansa ilk dönemler yayınlarım daha çok Kore dizileri ve filmleri üzerine olmuş. Kafamda çizgi roman odaklı bir site varken bir anda çizgimin kayması bir miktar ilginç bence ^^ Tabii o dönemde takip ettiğim (şimdi o ortamdan eser kalmadı) blogların etkisi de çok büyüktü. Bir de hiçbir zaman çizgi roman konusunda yetkin yazılar ortaya koyamayacağımı düşünüyordum (hâlâ da öyle düşünüyorum aslında ^^) Çünkü çizgi roman her daim benim için dipsiz bir kuyu, her daim öğrenecek çok şeyin olduğu; ne kadar okuyup öğrenirsen bilginin o kadar küçüldüğü bir medium oldu. Haliyle aslında bu "yetersizlik" hissiyatının bir sonu yok.
Bu sebepten 2015'te ilk çizgi roman yazımı da yazmış oldum. 2015'te -yine- çok odaklanamamış olsam da (sınavdan ötürü), bırakmadım. 2016'da ise biraz daha yoğunlaşabildim. Şimdi de bloguma yine çok vakit ayıramasam da, bir standardı yakalamaya çalışıyorum (:
Böyle işte, bu blog sayesinde çok insanla tanıştım, pek çok insanla iletişime geçtim. Ben değiştikçe o da değişti, pek çok zaman kişisel şeyler içerdi. (Hâlâ da öyle!) Çoğu zaman kendimi ifade aracım oldu, gerçek hayatta hiç değinemediğim şeyleri burada konuşabilme imkanı buldum. Ve şu zamana kadar bana kazandırdıkları, negatif yönlerinden çok çok çoook daha fazla!
O yüzden zannediyorum ki, daha çook uzun süre bu blog açık kalacak. Belki kimi zaman hiç yazmayacağım, kimi zaman üst üste post paylaşacağım; ama -umarım ki- unutup, arkamı döneceğim bir mecra olmayacak.
Böyle işte. Nice yıllara blogcum! Daha söyleyeceğim şeyler var. ^^
Bu süreçte beni okuyan, okumayan, olumlu - olumsuz eleştiri yapan, destek olan ya da hiçbir şey düşünmeyen, yolu bir şekilde buraya düşmüş olan herkese çok çok teşekkürler! (:
Not: Blogun beşinci yılı için bir nostalji yapayım dedim: Kafka (1991) filminin yazısı gelecek (umuyorum ki) ve bir de Kore filmi var sırada ^^
Çizgi romanlar, filmler ve diziler hakkında subjektif yorumlar içeren hayali bir mekân.
Sende mi 5 :D Nicelerini gör, bak şu görüşülmeyen zaman zarfında batmana küçük bir sevgim oluştu. Neyse, devam et yazmaya blogunu bırakma güzelliklerle.
YanıtlaSileheheh evet bloglarımız yaşıt ^^ Teşekkürler :D Ayrıca senin bile Batman'e küçük bir ilgin gelişti ya gözlerim doldu valla ahahah! ^^
SilHanz Zimmer besteleri sağolsun. Umarım daha güzel şartlara ulaştırır blogun seni.
SilUmarım :))
SilBu arada besteleri yapan hans zimmer miydi? yoksa ben bir ağaç mı devirdim! :)
SilHahahah :D Yok devirmedin bir şey, Hans Zimmer'ın besteleri^^
SilNice daha başarılı yıllara, dile kolay 5 koskocaman yıl. Ne mutlu size. Darısı başımıza diyelim. :)
YanıtlaSilTeşekkürler (:
SilVay vayy masallah büyütmüşsünüz cocuguu :D daha nice yaslarini görün insallah bloglu yillar dilerim
YanıtlaSilHahahaha, çok teşekkürler ^^
SilNe güzel bir sey uzun yillar yazabilmek. Nice yillara 😊
YanıtlaSilTeşekkürleeeer ^^ Evet, gerçekten de güzel bir deneyim :)
Sil