27 Haziran 2016 Pazartesi

Dark Night: A True Batman Story

Sonunda okuyabildim ya! Sınav geçse de sağlam kafayla okusam diyordum, öyle yaptım. Çok heyecanlıydım bu grafik roman için. Malum Paul Dini, Batman ve Vertigo kelimelerini bir arada duyunca heyecanlanmamak mümkün değil. Okudum ve soluğu burada aldım. Böyle yazınca da hayal kırıklığına uğramışım gibi oldu ama tam tersine çok sevdim.

Batman'le biraz ilgileniyorsanız mutlaka duyduğunuz bir isim vardır: Paul Dini. Yani efsanevi seri Batman: The Animated Series'in yazarı. Diğer işlerini sayacak olursak: Tiny Toons Adventures, Superman: The Animated Series, The New Batman/Superman Adventures,  Batman Beyond, Duck Dodgers, Krypto the Superdog, Justice League, Justice League Unlimited gibi pek çok yapımda ismini görmek mümkün. Hatta 2004'te Warner Brothers'dan ayrıldıktan sonra Lost için çalıştı.

Bu hikaye de Paul Dini ile çok alakalı. Çünkü bu klasik bir Batman çizgi romanı değil. Yani, nesiller boyu çizgi roman aleminde adaletin temsili olan bir Batman hikayesi değil. Burada Batman'in farklı bir durumunu görüyoruz. Bu sefer Pelerinli Süvari (Mücahit?) Paul Dini'nin travmasını atlatmasında ona yardımcı oluyor. Yani bu aslında Batman'i değil, Paul Dini'yi anlatan bir grafik roman. Okurken Batman evreni de bize eşlik ediyor.

Paul Diniyi anlatıcı olarak görüyoruz ve çocukluğuna gidiyoruz. Yaşıtlarından farklı olarak biraz daha canlı bir hayal dünyasına sahip ve yalnız bir çocuk. Bir gün berbere gidiyor ve saçı kesilirken orada bulduğu bir çizgi romanı okumaya başlıyor. Yani Batman'i.


Tabii o sıralar Batman, dizisinden dolayı çok ünlü. Paul da çizgi romanı okuduktan sonra bu dünyaya kendini kaptırıyor ve aldığı bu ilhamla pek çok Batman'e benzeyen karakter yaratıyor. Tabii bu yazma ve çizme sevdasından dolayı notları düşük geliyor ve onun için endişelenen ailesi psikolojik tedavi almasını sağlıyor. Burada doktorla geçen konuşmaları benim açımdan çok ilginç. Çünkü doktor bu hayal dünyasının aşırıya kaçtığını ve karakterleri gerçek zannettiğini, onlarla konuştuğunu söylüyor. Paul Dini de  "Nalagası var yav, karakter onları, alt tarafı eğleniyoruz şurada" gibi bir tepki veriyor. Tam o anda Joker "Yalancı" diye beliriveriyor. Yani, adam küçüklükten beri zekiymiş kabul etmek lazım ^^

Yıllar böyle geçiyor ve Paul, Batman evrenine saplantılı hale geliyor. Hatta, Superman çizgi filmleri var keşke şöyle havalısından bir tane Batman'in de olsa diye dertleniyor. Yani projenin tohumları o zamandan atılıyor. 

Daha sonra Tim Burton'ın Batman'i yayınlanıyor. Yine bir Batman dalgası başlıyor. Bir farkla: Tim Burton Batman'i, Paul'un kafasındaki gibi karanlık ve havalı. 


Ve beklenen oluyor. Tim Burton'ın Batman'i ardından Batman: The Animated Series yayınlanıyor ve yaptığı etki muhteşem. Herkesin dilinde. Ülke dışında ün yapıyor. Oyuncakları, şampuanı bilumum geek eşyası üretiliyor. Tabii ki Warner Brothers bu durumdan çok memnun. Ve yeni bir Batman projesi gündemde. Her şey yolundayken Paul bir saldırıya uğruyor. Çok sağlam dövülüyor ve soyuluyor. Bunun üzerine polis bile "Keşke Batman bu gece seninle olsaydı" minvalinde laflar ediyor. Neredeyse bütün hayatı Batman evreni üzerine kurulu olan Paul için bu olay büyük bir travma sebebi oluyor. 

Kırıklarından dolayı ameliyat olması gerekiyor ve artık Batman'e olan inancının eksildiğini, bundan dolayı yazmak istemediğini söylüyor. Hastanede kendi kendine bunun savaşını veriyor. Batman kötüleriyle yaptığı iç konuşmalarda Batman: TAS'ın, Emmy ödülünü aldığı dönemlerde yaşadığı sıkıntılara da şahit oluyoruz. 


Batman yine kahramanlığını yapıyor tabii ki. Paul Dini'nin iç dünyasında onu kurtarıyor. Paul, bu 'hayali' karakterlerin insanlar bir nebze umut olduğunu, gerçek dünyadan bir nebze uzaklaşmalarını sağladığını, bunun bile ufak da olsa bir şey ifade ettiğini fark ediyor. Joker'la olan diyalogların çok ilgi çekiciği olduğunu söylemem gerek.


Toparlamam gerekirse, Batman hayranları için çok güzel bir grafik roman olduğunu düşünüyorum. Batman TAS'ın dönemine ışık tutan, Paul Dini'yi ve işlerini daha iyi anlamamızı sağlayan bir grafik roman olmuş. Ancak sadece Batman hayranlarına hitap ettiğini düşünmüyorum. Yazarlıkla ilgisi olan herkesin ilgisini çeker bence. Veyahut bir yazarın ne gibi aşamalardan geçtiğini anlamak isterseniz tam size göre. Ayrıca benim gibi Batman'i içselleştirmiş (Batman ile sınırlamayalım, herhangi bir kahramanı içselleştirmiş) insanlara çok güzel bir örnek. Kahramanımızın, kahramanımız olması için gerçekten bir şeyler yapmasına gerek yok. Travmalarımızda onun felsefesinin bizimle birlikte olduğunu gösteriyor. 

Yani, Batman hikayesi gibi duran ancak Batman'in anahtar olduğu, sürekli üreten bir kişinin (yani Paul Dini'nin) psikolojisini ve inandığı şeye ters düşen bir durumda nasıl bir süreçten geçtiğini anlatan, tam DC hayranlarına uygun, bir oturuşta okuduğum hoş bir grafik roman olmuş. Bir oturuşta okumam grafik roman olmasından dolayı değil, gayet akıcı olmasındandır bu arada ^^ Eduardo Risso'nun çizimlerini de beğendim, onu da söylemeden geçmeyelim. 

Evet gerçekten bende iz bırakan kısımları oldu. Bu yüzden size de öneririm. Okursanız bana geri dönüş yapmayı unumayın ^^
Hatcik





Share:

2 yorum:

  1. Çok güzel anlatmışsınız kendimi çizgi romanın içerisindeymişim gibi hissettim. Hikayenin konusu ise gayet sürükleyici. Çizgi romanlarla alakam hiç yok ama bunu bir araştıracağım. Bakalım internette PDF bulabilecek miyim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki bu sebeple çizgi romana başlarsınız ^^

      Sil

Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^