23 Mart 2017 Perşembe

Senden Benden Bizden

Eveeet, bir dönemin bloggerlarına ya da blog okuyucularına bu başlığın çok tanıdık geldiğinin farkındayım. Egosantrikrapsody'nin izni dahilinde onun formatını kullanıyorum. Çünkü Egoid olmak bunu gerektirir ^-^Bu yazıyı okumadan önce onunkileri okumanızı salık veririm. Egosantrikrapsody'nin yazılarına gitmek için başlıklara tıklamanız yeterli:


Hikaruivy'nin yazısını unutmadım tabii:


Evet, linklemeler bittiğine göre yazıma başlayabilirim artık ^.^


Forushande, bu yılın öne çıkan filmlerindendi malumunuz. Boydan yazısını yazmak istesem de vakit olmadı filan, ben de diyeceğimi unuttum derken buradayım. Asghar Farhadi, Death of Salesman'i uyarlayarak bir Oscar'a daha sahip oldu. Pek mümkün değil ancak izlemediyseniz ya da hakkında bir fikriniz yoksa konusuna bakmamanızı öneririm. Ben de bu yüzden konuyu yazmayacağım çünkü izleyicinin aktif olduğu filmlerden biri, o yüzden ne kadar az bilirseniz o kadar iyi. 

Film İran filmi olduğu için bir miktar oranın yaşam tarzına konuk oluyoruz. Çeşitli kavramları irdeleyen yer yer gönderme yapan (Bkz. Uzak) şık bir film olmuş. Yalnız yine de beklentinizi arş'a çıkarmayın tabii. Sonu bir miktar üzebilir sonra. Sonuç olarak ben beğendim atın fav'a.


In Secret, Emile Zola'nın meşhuur Therese Raquin romanının uyarlaması. Yani uyarlamalardan çok bir şey beklemiyorum, bu filmi sırf Jessica Lange için izledim. Kendisine bir miktar hayranım da. Ayyh çok seviyorum. Şansıma film de güzel çıktı, ben sevdim. Yalnız dediğim gibi, uyarlamalardan çok da bir şey beklemiyorsanız keyif verir. ^^



Bir Lucky Luke çizgi romanı okumayı ne kadar da özlemişim. Geçenlerde aklıma düştü, neden okumuyorum dedim. Bildiğiniz unutmuşum :D Üzerinden o kadar geçmiş ki, yeni okuyormuş gibi heyecanla okudum. Red Kit çizgi romanları bende antidepresan etkisi yaratıyor onu fark ettim. Sizde okuyun öneririm. Bu arada toplu albümleri Yapı Kredi'den çıkıyor. Kaçırmayın bence ^^


Vertigo'yu nasıl bilirsiniz? Hani DC'nin alt yayını olan? Ben çok iyi bildiğimi iddia etmeyeceğim ancak çok seviyorum. Unfollow da Vertigo etiketiyle çıkan bir çizgi roman serisi. Mind-fuck diye tabir edilen türden bir seri. Ben çok sevdim. Ancak anlamamam gerekiyormuş. Ben de ortalıkta "Ya anlıyorum ama acaba yanlış mı anlıyorum?" diye dolanıyorum. Bunun boydan yazısını yazmak istiyorum da yakın zamanda yazamam diye buraya bırakıyorum, okuyun.

Konusu şöyle: Bir sosyal medya zengini ölmek üzeredir ve servetini seçilen 140 kişiye dağıtacaktır. Ancak şöyle bir olay vardır, bu 140 kişinin içinden biri öldüğü zaman onun payı diğerlerine devredecektir. Yani bu 140 kişi zengin birer bireyken aynı zamanda birbirinin hedefidir. Bunun üzerine geri sayım başlar: 138, 137... Serinin karakterleri çok ilginç, babasının parasını bir kenara savuran halihazırda zengin hanım kızımızdan tutun da, İran'lı aktivist birine kadar ilginç bir skalası var.

Vertigo olduğundan yetişkinlere yönelik olduğunu söylememe gerek yok bence.



Beş bin yıldır (tamam abarttım) manga namına bir şey okumadığımdan bir şeyler okuma arayışına girdim. Ey blog ahalisi, 2012 yılına dönelim. Hani her birimizin bloglarına yazdığı korku türünde bir anime vardı, hani hepimizin izleyip, yorumladığı şeyi beş bin blogda okuyup yorumlarda tekrar tekrar tartışmıştık. Evet, evet Another'dan bahsediyorum. Mangasını okuyorum bu ara. Nostalji yaratıyor daha çok, eski blog zamanlarını hatırlayıp duvar diplerinde ağlıyorum, sonra yatağa çaprazlama atlayıp depresyona giriyorum, ama yok. Zamanı geri alamıyorum. Olm niye bıraktınız bilok yazmayı ya? :( Valla siz önermiyorsunuz diye artık kore dizisi bile izleyesim gelmiyor :/ 


Annarasumanara, bir Kore webtoon'u. Yani işte çok övdüler bunu ay nasıl güzel nasıl güzel diye. Ben de okumaya başladım da, niyeyse ben aynı randımanı alamadım ve yarıda bıraktım. 

Konusu şöyle, Yun Ai diye tabii ki liseli bir kızımız var. Bu kızcağız küçüklüğünden beri büyücü olmak istiyormuş. Yalnız gelin görün ki, hayat şartları filan derken bu kız aşırı fakir bir hale düşüyor. Bir de küçük kız kardeşine bakmakta. İşte gel zaman, git zaman yine fakir edebiyatı yaparken bir yakışıklıyla tanışıyor. Yakışıklı beyimiz buna "Do you believe in magic?" diyor, olaylar da başlıyor. Ha bir de Ildeung var, ikinci erkeğimiz tabii ki.  Okulun en başarılı, en zeki çocuğu. Yüzdelik dilimde bilmem kaçtaymış. Haliyle geleceğin zengini de Ildeung.

Ay hazır girmişken ben bir çirkefleşeyim; bildiğimiz dramalardaki muhabbet burada da var yahu. Yun Ai (kızın adı buydu yamulmuyorsam ama yanlış da hatırlıyor olabilirim) "Ay Ildeung'a mı gitsem, yani şimdi Ildeung'la geleceğim garantide ama magician çocuk da var :s:s:S Allam n'apsam ki ben yha.s.s.s" triplerine giriyor. Yer yer kendimi, "kızım sen liselisin ne diyon, ne seçimi, otur dersini çalış, çalışmıyosan git sosyalleş bu ne be püğğğ!!11!!" diye çıkışırken buldum. Ego'nun deyimiyle faqir olduğum halde benim bile içim kalktı. Sonra da, aman başka zaman bakarım diye bıraktım.

Eee madem bu kadar beğenmedim niye buraya yazıyorum bunu? İngilizce seviyesi kolaydan ortaya doğru. Yani pratik yapmak için bu seviyede bir şeyler arayan varsa buna bir baksın. Yok ben konusunu beğendim Türkçe isterim diyorsanız Türkçeye çevrilmişi de var.

İki de anime var başladığım; Sakamoto desu ga? ve Boku no Hero Academia diye. Sakamoto'ya devam etmem, sevmedim. Boku no Hero Academia'ya yazın bakacağım. Kenarda dursun şimdilik.



The Raven, Edgar Allen Poe'nun muhteşem eseri. gidip gelip bunu dinliyorum son zamanlarda. Kuzgun zaten bence kutsal bir şeyken bir de Vincent Price'tan dinlemek muhteşeeeeemmm! Sorarım size bu kutsal değil de ne? Bir de sanırsam şu linkteki ses kaydı daha düzgün, en azından ben buradan dinliyorum:





Ya, halihazırda sevdiğin bir şeyi tekrar keşfetmek muhteşem değil mi? Gidip gelip David Garrett dinliyorum. Her şeyini dinliyorum yalnız, buraya Hungarian Dance No.5'i sembolik olarak bıraktım. Diğer çaldığı ettiği şeyleri de dinleyin <3

Hayır yani, bu insansa ben neyim? Çok yeteneksizim yeminle :(


Bu ara sigara içer-- he bi dakika,

KAMU SPOTU: SİGARA İÇMEYİN, SAĞLIĞA AŞIRI ZARARLI.

heh devam, bu ara sigara içerken hep bunu dinliyorum ama nasıl dinliyorum anlatamam. Kafa radyomda filan hep çalıyor. Seviyorum işte bence siz de seversiniz.

Ay benim daha anlatacak çok şeyim vardı da şimdiden devasa bir yazı oldu. Onun için başka bir yazıdan devam ederim.

Gitmeden Ego'cuğumun diğer yazılarına da mutlaka bakın: https://egosantrikrapsody.wordpress.com/

Formatı kulanmama izin verdiğin için tekrardan teşekkür ederim, secose Ego <3






Share:

2 yorum:

Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^