17 Nisan 2017 Pazartesi

Me Before You


Sadece denk gelerek izledim filmi, öncesinde konusunu, oyuncularını hiçbir şeyi bilmiyordum. Neyse ki, iyi filme denk gelme yönüm iyidir, bu da şansıma güzel çıkanlardan ^-^ İşte evrendeki bütün şanslarımı film izlerken harcıyorum, sonra ortalıkta "ya benim hiçbir işim neden yolunda gitmiyor" diye zırlıyorum. Tamam zırlamıyorum, daha çok kendimle dalga geçme evresindeyim ^-^

2016 yılında çıkan film bir roman uyarlaması. IMDb puanı da (şu an için): 7.4
Konusu ise şöyle: Lou Clark garson olarak çalışmaktadır ancak işten çıkarılmıştır. Bunun üzerine yeni bir iş aramaya girer ve bulur, felçli olan birine bakıcılık yapacaktır. Bakacağı kişiyi yaşlı biri olarak düşünürken ters köşe olur. Will Treynor, bir motor kazasında felç kalmıştır. Başlarda oldukça huysuz davranmaktadır Will. Ancak zamanla iletişimleri değişecek, bu süreçte Lou Clark, kendini bulacaktır.



Konunun klişe olduğunun farkındayım, karakterler ilginç değil. İşleyiş ilginç değil. Ancak ilginç bir şekilde klişeleşmiyor, bunun da ötesinde bayağılaşmıyor. Hatta şöyle söyleyeyim, klasik olan olsun ve Will o sandalyeden kalksın diye çok bekledim. Ancak öyle olmadı.

Hatta uyarayım ki, sonu mutlu biten filmlerden değil. 

Will aşkı bulsa da kafasına koyduğunu yapmaktan vazgeçmiyor. Hiçbir şey onu "sonundan" geri koyamıyor. Bu doğrultuda Clark üzülüyor, acı çekiyor ancak bu da onun evrilmesine giden yol. Bunları da gerçekten yaşamalıydı. Böylece ne yapmak istediğine karar verecek daha da önemlisi çok sağlam bir hayat tecrübesiyle yoluna devam edecektir.

Tabii filmin eleştirilecek yönü de çok, Clark'ın yedi yıllık sevgilisine yapılan hiiç etik değildi ancak, bu Will ve Clark'ın hikayesi olduğundan diğer karakterlerin bir önemi, derinliği yok. Bu da eleştireceğim  noktayı daha da çok arttırıyor, neden sadece Will ve Clark?



Durum hikayesinden çok olay hikayesine yakın bir film. Bu doğrultuda karakterlerimiz hakkında çok fazla bir şey öğrenemiyoruz, önceki hayatları hakkında pek bir şey verilmiyor. Ciddiyim, "Will çok yakışıklıydı, yaşamayı severdi işte ama elim kaza :///" ve "Clark, hayat dolu genç kızımız, Will'i hayata bağlamaya çalışacak, çok fakir ama modaya meraklı"dan öteye gitmemiş. Ha bir de olmazsa olmazımız, evlenen eski sevgili var. Yani ben de derin psikolojik tahliller yapın demiyorum ancak protagonistlerin üzerine biraz daha gidilmeliydi bence. Canımız, ciğerimiz Will'i biraz daha tanısaydık fena olmazdı bence?

Bununla birlikte İngiltere kırsalının muhteşem manzaraları için bile izlenir. Ayol ne güzel yerde yaşıyorsunuz ya <3 Filmin pastel - soft renklerine bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim. (Ancak Clark'ın kaşlarını az biraz inceltseydiniz fena olmazdı sanki?)

Toparlayacak olursam, klişe ama bayağı olmayan, bir fikri olan ama bunu gözümüze gözümüze sokmayan "çıtır çerezlik" bir film olmuştur. Kendilerini sevdim ancak tekrar izler miyim? Pek sanmıyorum. İzleyin ama, muhteşem manzaralar var, pişman olmazsınız ^-^ 
Share:

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^