O değil de, bu yıl Sherlock'un bölüm bölüm yazmak istedim, istedim de bilgisayarım bozuldu. Yeminle her işim ters gidiyor ya. Kuzenin bilgisayarına çöktüm şimdilik. O yüzden bu kadar geç kaldı :( Neyse bölüme geçelim.
Spoiler Şeysi
Ya peşin peşin söyleyeyim. Ben bu bölümü o kadar sevmedim. En başından başlayarak her şeyi o kadar iç içe sokmuşlardı ki, yani tamam Sherlock'un karışık kurgusuna zaten alışığız, ancak bunu biraz abartmadık mı? Hani, "Mary'yi bu bölüm öldüreceğiz onun için ne var ne yok bu bölüme sıkıştırmamız lazım. E tabii, bir yandan araya dava filan da sokmamız lazım. Hımmm, Mary'nin ölümüne giden yol karmaşık da olmalı tabii, şanımız yürüsün" mü dediniz ne yaptınız allasen ya? Aaaaa?! Annem izlese, her yer her yerde lafını buna çok güzel uydururdu valla.
Şimdi efem, laf ettim ancak, Power Rangers'lı araba vakasının, Thatcher büstleriyle Mary'ye bağlanması fikrini sevdim ben. Mary'nin geçmişini zaten öğrenecektik. Öleceğini de biliyorduk. Bu doğrultuda bu bölümün Mary'ye vakfedilmesi şaşırtmadı.
Ancak, yani, hem geçmişini bu bölümde aydınlatmanın hem de bu bölümde öldürmenin gereği var mıydı? Kadın ülke ülke gezdi bir de, kimlik üstüne kimlik değiştirdi. Bilmiyorum çok yoğun geldi bana oturtamadım. Hani daha geniş bir şekilde yaysalardı bunu keşke.
Bu arada A.G.R.A'nın bir grup çıkması beni hiiiiç mi hiç şaşırtmadı. Mary "İsmimin baş harfleri" demişti, ancak bunun yalan olduğu bariz belliydi. Ben bir grup ismi olduğunu tahmin etmiştim, grup olmasa da bir kod gibi bir şeydir demiştim. Kısmen tutturmuşum ^.^ Neden demeyelim, Sherlock'un Mary'de ilk gördüğü şeylerden biriydi "yalancı" ibaresi. Yani en iyi ihtimalle onun ne olduğunu eksik söyleyecekti.
Diğer yandan, Sherlock'un bu kadar duygusallaşması da bölümde sivrilen noktalardan biriydi. Bunun göze battığını söyleyenler olmuş ancak ben Sherlock'un insan yanını yansıttığı için rahatsız olmadım, bilakis hoşuma gitti. Sherlock'ta her şey çok az ama öz: Bu denli tutkuyla bağlanması gayet hoş bir nokta bence.
Ufaktan karakter değişimlerinden bahsetmişken, John'un yaptığı neydi öyle? Sürekli, yok kesin altından başka bir şey çıkacak dediysem de, böyle olmadı. Düpedüz diğer kadından hoşlandı. Böyle böyle kurguyu dolaylandırdılar işte. Zaten Mary ölecekti niye böyle bir şey yazdınız ki ya? Üzüldüm vallahi. Ayyy Mary ya!
Mary ise genel olarak sevilmeyen bir karakterdi. Yer yer John'un önüne geçmesi pek hoş karşılanmamıştı. Bende ise tam tersiydi. Mary gaaayet sevdiğim bir karakterdi. Hoş bir kadın figürüydü. Martin'le kimyaları çok uyuşuyordu. (Gerçek hayatta da birliktelerdi. Bunun da etkisi vardı bunda tabii. Umarım gerçek hayatta ayrılmamışlardır. Ona da üzüldüm valla) Sherlock'un bir kadın karakteri bu denli benimsemesini seviyordum. Aman öyle işte.
Of ikinci bölüm de yayınlandı evet. Finale çok az kaldı. Hatırlayıp üzüldüm bile :(
Söylemeden geçemedim, bölümün genel olarak görüntü yönetmenliği iyiydi. Martin'in yeni stiline ba-yıl-dım! Martin'in yeni stilini ne kadar beğendiysem, Benedict ve Amanda'nın makyajlarını bir o kadar beğenmedim. Benedict'in bazı yerlerdeki turuncu suratını unutamıyorum resmen :/
Fin.
ben ilk bölümü beğendim Mary'nin ölmesine şaşırdım aslında ama üzüldüm diyemeyeceğim ikinci bölüm ise daha hoştu o John'un fingirdediği hatunun nedeni de anlaşılmış oldu.. bölüm sayısı 3 olunca mecbur sıkışıyor konular ama gayet de güzel akıyor bence..
YanıtlaSilEvet ikinci bölümü ben de beğendim, yazısı gelecek onun da. Mary'nin ölmesi üzdü beni ya gayet sevdiğim bir karakterdi :(
SilSpoiler şeysini geçtim, okumak istemedim ama sanırım bu diziyi izlememiştim. İzlemem gerektiğini hissettim :) Blogunuzu yeni ziyaret ettim. Çok tatlı bir blogun var. Takipteyim. Sevgilerle :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, hoşgeldiniz bu arada (:
SilSherlock efsanedir ya, mutlaka izleyin derim ^^
Hoşgeldiniz (:
YanıtlaSil