Bizim nerd'lere taktım bu aralar. The Big Bang Theory' yi CNBC-e' de denk geldikçe izlediğim bir diziydi. Bir gün tam yeme yerken aklıma geldi. İzleyeyim dedim. ZAten bölümler kısacık^^ Bu yönden şanslıyım esasen. Bir bölüm yirmi dakika olunca izlemekten pek bir zarar gelmiyor.
Konusuna gelelim öyleyse, izlemeyen kaldıysa tabi ancak biraz da adetten^^-
Dört tane ağır nerd arkadaşımız var: Sheldon, Leonard, Howard Wolowitz, Rajesh Koothrappali. Sheldon -ki kendisi bizim favorimiz oluyor- ve Leonard ev arkadaşıdır. Bu ikisi bir gün yeni komşuları Penny ile tanışırlar. Bizim dörtlü ultra zeki insanlardır. Penny ise daha cahil demek doğru olur. Penny ile tanıştıktan sonra hayatlarına yeni bir pencere eklenir.
Buradan sonrası spoilerlı olabilir.
Ps.1. İlk üç sezon çok iyiydi. 8. sezon sıktı açıkçası. Anack izlemeye devam tabiki^^
Ps.2. Amy karakterini sevdim mi sevmedim mi anlayamadım. Başka biri de olabilirdi sanki.
Ps.3. Artık Leonard'ın konuşurken tırnaklarıyla oynamayı bırakması lazım, anladık, sosyal ilişki kurmakta zorlanıyor da biraz yapay durmaya başladı sanki.
Ps.4. Wolowitz adamım bee.
Spoiler bitti :)
İzleyiniz, izlettiriniz efendim. Pişman olmazsınız^^
About Time ya da Türkçeye çevrilmiş haliyle Zamanda Aşk, zaman yolculuğu ve aşk temasını sevenler için güzel bir film. Romantik film izlemeyenleri bile sıkmayacak bir film (bkz: ben). Ben filmi açmadan önce 'geçmişte yaptığı hataları düzeltme' fikrinden ilerleyecekler sanmıştım ki, izledikçe şaşırdım çünkü işledikleri konun inanın bana daha derinden daha kalbe dokunacak türden. Bu film gençken izlenmeli ve birde ebeveyn olduktan sonra tekrar izlenmeli.
Gelelim konuya: Tim Lake ingiltere'de yaşayan bir adamdır. 21 yaşına geldiğinde babası ona ailelerinde ki erkeklerin zamanda yolculuk yapabileceğini söyler. Tim ilk başta inanmaz ama deneyince gerçek olduğunu görür. Sıra bu yeteneğini nasıl kullanacağındadır.
Benim kişisel tavsiyem şu; zaman yolculuğu teması sıkıntılı biliyorsunuz. Onun için bundan doğan mantık hatalarının peşine düşerek değil de zevk alarak izlemeye çalışın.
Küçücük spoiler var burada:
Ps. 1. Ulan o babayı nasıl öldürdünüz insafsızlar!!111!!!
Ps. 2. Olm o nasıl bir babaydı lan :')
Şimdilik bir dizi bir film yeter sanırım^^ insan yazmaya yazmaya hamlaşıyormuş. Bu arada geçen hafta BNP Paribas İstanbul Open'da tenisin kralı vardı :)
Ben kendime söz vermiştim Federer Türkiye'ye gelirse mutlaka gidicem, görmeden ölmeyeceğim diye. Ah nasıl oldu gidemedim, nasıl fırsat yaratamadım diye başımı taşlara vuruyordum. agsggsdd Dün Final maçı oldu ve konuşmasında takvimine uyarsa seneye yine İstanbul Open'da olduğunu açıkladı. Bize de 'Alllllaaam inşallah takvimine uyar' diye dua etmek kaldı^^
Bir şarkıyla veda edeyim size: Galiba Almanca öğrenmeye başlamanın eşiği olacak gibi ama dur bakalım.
Kendinize iyi bakın, hoşçakalın! :)
:
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^