24 Ekim 2020 Cumartesi

House on Haunted Hill (1959)

Eylül ayından beri bloga sevdiğim eski korku ve gerilim filmlerini (özellikle Vincent Price filmlerini) yazmak istiyordum, hatta Giallo filmlere belki Krimi’lere dalarım diyordum (bir o eksikti çünkü) ancak olmadı, yine olduramadım. Malum İstanbul’da soğuklar başladı, yağmurlar kendini gösterdi; benim için korku temasına girmenin vakti gelmişti. İstediğim seriyi yapamayacak da olsam Ekimin sonuna birkaç korku filmini sıkıştırayım dedim. Sinema tarihine meraklı olanlar ve korku janrını sevenlere yeni mini blog serimiz hayırlı uğurlu olsun diyorum. (: 


House on Haunted Hill inceleme




Üst not: Filmin 1999 yapımı bir oldukça popüler bir remake'i bulunmakta, yazının bununla hiçbir alakası yoktur. ^^



House on Haunted Hill, 1959 yapımı Vincent Price’ın başrolünde olduğu ve William Castle’ın yönetmiş olduğu bir film. Film klasik korku janrında anılsa da genel olarak korku elementlerinin bulunduğu bir gerilim filmi.

Hause on Haunted Hill Konusu

Frederick Loren (Vincent Price) eşi için lanetli ev temalı bir parti vermektedir. Partiye beş yabancı çağırmıştır; ev geçmişte lanetli olmasıyla ünlüdür ve misafirler bu evde bir gece kalabilirlerse, Loren geceyi geçiren her bir misafire on bin dolar hediye edecektir. Beş misafir eve gelir gelmez birtakım tuhaflıklar baş göstermeye başlamıştır. Misafirlerden biri evde kalmaktan vazgeçse de evden ayrılamaz, böylece bir gecelik serüvenleri de başlar.


If I were gonna haunt somebody, this would certainly be the house I'd do it in.


House on Haunted Hill özellikle klasik korku severlerin sevdiği bir film. Ancak ben yine de hakkının verildiğini düşünmüyorum. Bu filmin, dönemin aynı temalı filmlerden ayrılıp öne geçmesinin iki büyük sebebi var: Birincisi Vincent Price’ın harika oyunculuğu ve oynadığı yapımların atmosferini bir anda etkileyebilmesi, diğer bir etken ise konunun evrilmesinden ileri gelir.



Lanetli ev teması 1959 senesi için bile sıkıcı olabilecek bir konuydu, ancak William Castle lanetli gotik ev, hayalet, iskelet gibi klişe olabilecek detayları, filmi korku filmine benzetmek ve bir noktada filmi eğlenceli hale getirmek için ekliyor. İskelet sinema tarihi için önemli bir figür olsa da William Castle’ın amacı, sinema salonunda seyircilerin üzerinden plastik bir iskelet uçurarak aslında onları beklemediği bir anda germek. Korku öğeleri daha çok izleyiciyi kandırmak (gimmicky) üzere konulmuş, film ilerledikçe anlaşılıyor da zaten. William Castle’ın pazarlama açısından “kandırmacaları” meşhurdur, filmin içine de birkaç tane serpiştirmiş.




Karakterlere gelecek olursak, hiçbirinin derinliği yok derecede. Lakin filmde insanı şaşırtan karakter atılımları mevcut; filmin içinde çok katmanlı hale geliyor bazı karakterler. Örnekse filmin başında misafirlerin lanetli eve gelme sebepleri verilse de film ilerledikçe hepsinin motivasyonunu gerçekten bilmediğimiz ortaya çıkıyor. 




Korku filmi gibi başlayan bir film; film ilerledikçe “whodunit”e kayıyor bir nebze, daha sonra ise kimileri için plot twist sayılabilecek bir şekilde bitiyor. Filmin ortasında hikaye farklı bir yöne kayıyor ve ben bu hareketlenmeyi oldukça sevdim, özellikle finali oldukça başarılı buldum.



Filme başlama sebebim Vincent Price olsa da filmin diğer öğelerini de sevdim. Ancak bu filme 2020’nin sinema anlayışı ile bakmamak gerek, çünkü her türden çok çok iyi filmleri izledik zaten; bunun gibi eski filmlerin sinemaya meraklı olan ve bu konuda daha çok derinleşmek isteyenlere yönelik olduğunu kabul ediyorum. Ancak eski filmleri izlemeyen biriyseniz bile bu filmde beğeneceğiniz birkaç nokta bulacağınıza emin gibiyim. (Özellikle Vincent Price <3<3<3)



Sinema demişken, filmin başka bir yönü de Hitchcock’a ilham vermiş olması. Tuhaf; William Castle’ın kendisi bir Hitchcock hayranı; filmlerinde Hitchcock kokusunu buram buram alıyorsunuz (mesela Homicidal), sonra gün geliyor Hitchcock Castle’dan etkileniyor. House on Haunted Hill tek mekânda geçiyor ve William Castle’ın stratejileri sağ olsun, film oldukça düşük bütçesine rağmen büyük başarı topluyor. Bu da Hitchcock’a düşük bütçeli siyah beyaz bir gerilim filmi fikrine ilham oluyor; tahmin ettiğiniz üzere bunun üzerine Psycho gibi bir başyapıtı Hitchcock bizlere armağan ediyor. (Hitchcock hayranlığı mode off)



Sonuç olarak, House on Haunted Hill siyah beyaz olmasıyla, Vincent Price’ı ile, finali ile, hatta korku klişeleriyle oldukça sevdiğim bir film. Beklentinizi düşük tutarsanız bazı yerlerde gerileceğinizi de söyleyebilirim. Filmde en sevmediğim şey William Castle’ın kandırmacaları. Son olarak, eğer izlemeye karar verirseniz filmin 1959 yapımı olduğunu sakın aklınızdan çıkarmayın. (:





Ama Vincent Price <3<3<3<3

Share:

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^