3 Aralık 2016 Cumartesi

Carnage

İzlemeyi sürekli ertelediğim filmlerden birisiydi Carnage. Ancak Jodie Foster, Kate Winslet ve Christoph Waltz'un birlikte oynadığı bir film olunca, eninde sonunda izleniyor pek tabii.

2011 yapımı filmin, yönetmenlik koltuğunda pek tartışmalı kişi Roman Polanski var. Roman Polanski'ye karşı duruşunuz nasıldır bilmem, benimkini de bir kenara bırakalım. Başka bir yazının konusu malum. Şimdi sadece filmden bahsedeceğim, o gücü kendimde bulursam, öyle bir olaydan bahsedecek kuvveti bulabilirsem yazarım başka bir sefere. Kuvvetle muhtemel ki, yazamam. Neyse.

Dediğim gibi kadro muhteşem ve filmin IMDb puanı şu an için 7.2. Yasmina Reza'nın yapımından uyarlama film 1 saat 20 dakika uzunlukta. Konusu ise şöyle: Zachary ve Ethan isimli iki çocuk kavga etmiş, bu olay da Ethan'ın iki dişine mal olmuştur. Bu iki çocuğun ailesi de orta yolu bulmak için bir araya gelmiştir. Başta her şey yolunda gitse de, bir yerden sonra olaylar zıvanadan çıkacaktır.

Ethan'ın anne ve babası; Penelope ve Michael Longstreet, Amerikanın banliyö ailesini yansıtmakta. Michael muhteşem paralar kazanmasa da halinden memnundur. Penelope Afrika'da yaşananlar hakkında kafa yoran, kitap yazan, sergilere giden entelektüel bir kadındır.

Nancy ve Alan Cowan ise, belli ki Longstreet ailesinden daha fazla kazanan bir aile. Longstreet'ler kadar entelektüel olmadıklarını görüyoruz. Nancy, evliliklerinde büyük yükü taşıyan kadın rolünde. Çalışan ancak, çocukla, evle iligili olan bütün sorumlulukları üstlenmiştir. Alan ise sürekli telefonuyla iş halletmeye çalışan bir iş adamı rolünde. Ama sürekli. Sürekli yani. Sinir bozar derecede telefonuna yapışık bir adam.


Karakterler böyle. Film tek bir mekanda geçiyor. Longstreetler'in evi. Bayılıyorum ben tek mekanda geçen filmlere. Hatta daha önce başka bir örneğini blogumda da yazmıştım (Bkz: Man From Earth). Filmin işleyişi ise ilginç, hani "iki ailenin toplanıp aradaki sorunu halletmeye çalışması ne kadar ilginç olabilir ki?" diyebilirsiniz. Ancak oluyor işte. Taraflar en başta aşırı medeni iken bile bir gerginlik hissediyorsunuz. 

Tabii film, sadece iki çocuğun kavgasının çözümünü anlatmıyor ki, öyle bir çözüm yok aslında. Taraflar film ilerledikçe hayatını ele almaya başlıyor; hatta o çok kültürlü Penelope'nin kocasına şiddet uygulamaya çalışırken bile görüyoruz. 

Ufaktan da olsa mesaj da veriyor. Misal, Zachary'nin yaptığı şeyden pişman olup olmaması konusunda, aşırı sinirli olan Nancy "Sen o hamsterı sokakta bir başına bıraktığında pişman oldun mu? Öyleyse benim çocuğum niye olsun?" minvalinden laflar ediyor. Aslında şiddet uygulayan çocuğunu savunmak niyetinde değil, ancak o noktaya geliyor. Ufaktan da olsa Nancy'nin hayvana olan zulmün, insana yapılandan daha kötü olduğunu düşünüyor. Bana öyle geldi. Haksız diyebilir miyiz? Bu da ayrı bir yazının konusu. Bu gibi başka noktaları yakalamak mümkün.


Oyuncuların her biri döktürmüş. Özellikle Christoph Waltz'un kredisini vermeden geçemeyeceğim. Evet kendisine sempati duyduğum doğrudur. Bu arada özellikle Kate Winslet ve Jodie Foster'ın diyalogları harika. Gerçekten, pek çoğu birer quote niteliğinde. Bir de ilginç olan şey; taraflar. Taraflar o kadar çabuk değişiyor ki, ne olduğunu anlamıyorsunuz. Bir anda kadın dayanışması oluyor derken bir anda değişiyor. Christoph Waltz herkese gömerken -ehem- bir anda viski ve puro keyfi yapabilecek bir an geliyor. Kate sarhoş olup bambaşka bir kafa yaşıyor.

Sonuç olarak, hiç ilginç olmayan bir konunun muhteşem ilginçlikte işlendiği bir film olmuş. Sürekli "eee n'olacak şimdi?" diyorsunuz. Zaten hemencecik akıp gidiyor. Yetişkinleri ele alan güzel bir film olmuş. Ben beğendim. Olmuş bu.

Ah finalinde mi? Onu söylemeyeyim ancak yetişkinler bazı şeyleri ciddiye almada, olduğu gibi bırakamamakta ustadır. Bunu gördük. Çocuklara elleşmeyin arkadaşlar. Onlar bulur bir yolunu ^^


Alan Cowan: Nancy, it's absurd to drink in your condition.
Nancy Cowan: What condition?



Share:

5 yorum:

  1. sıradan bir filimi nasıl anlatıldığı bence önemli. Sayfanızı ilk defa ziyaret ettim. Sizi takibe aldım.:))
    Sizi de beklerim yazılarımı okumaya
    http://mothers-dream.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  2. Ya bu filmi izlemek istiyorum ama sürekli erteliyorum, yazının etkisiyle bu haftasonu izleyebilirim aslında. Kate Winslet varsa zaten, çoktan izlemem lazımdı.

    Eline sağlık!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kate severlerin gücü adına! ^.^ Mutlaka izle (:

      Sil
  3. Oyuncular çok iyiymis. Listeme aldim.

    YanıtlaSil

Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^