20 Ocak 2018 Cumartesi

Batman #28 - 32

28. SAYIYA SPONSOR OLDUĞU İÇİN SEVDE'YE TEŞEKKÜR EDERİM. YETERLİ Mİ BU YOKSA HEADER'A FİLAN DA KOYAYIM MI SEVDE? ASNGDSASXCVBNBVCXZXC

Yazarken dinliyorum: Ken Hensley - Lady in Black 

Şu an “Sübhanallah bu ne hız” diyorsunuz farkındayım sdfghjklfghjkl Çok yoğun, bu işlere pek el atamadığım bir dönemdeydim ama bundan sonra böyle olmaz diye umuyorum. (Aklınıza Ekşi’deki “inanma”lı bkz geldi değil mi? Benim de sdfghjkl)

Neyse bu kadar gereksiz bilgiden sonra arc’a geçeyim diyorum. Ha bu arada, hikâyeyi ben yazacağım dediğim için site yazarlarını da tutmuş oldum buradan da bir özür dileyeyim kendilerinden. En son yirmi yedinci sayıda kalmıştık: http://haticehayal.blogspot.com.tr/2017/08/batman-27.html

Yirmi sekiz ve otuz ikinci sayıya kadar olan sayıların spoiler bölgesi altta, ancak çok çok özet geçtim, hikâyeyi okuyanlar direkt en alt kısma atlayabilirler.





S P O I L E R

28. sayıda Gordon, Joker ve Riddler ile ayrı ayrı görüşmeye gidiyor. Tarafların ikisi de Batman’i istiyor. Gordon bu teklife yanıt vermeyince, tarafların ikisi de Deadshot’ı ve Deathstroke’u Batman’i öldürmesi için öne çıkarıyor ancak keskin nişancılarımız bir süre sonra birbirleriyle savaşmaya başlıyorlar. Bu da pek çok sivilin ölmesine neden oluyor haliyle.

29’da ise Joker ve Riddler’ı Bruce Wayne’in evinde yemek yerken görüyoruz. Bruce şehrin ve insanların zarar gördüğünü, Batman konusunda kendisini kim ikna ederse ona bir milyar dolar vereceğini ve bunun savaşı bitireceğini söylüyor. Daha sonra hangi tarafı seçtiğini Gordon aracılığıyla ileteceğini söylüyor ve taraflar dağılıyor.

30. sayıya geldiğimizde Tweedle’leri ve Kite Man ile başlıyoruz sayıya: Kite Man bu ikisine Riddler’ın bölgesinde keşif yapacaklarını söylüyor. Ancak Batman, Riddler sembolüyle bunları alt ediyor. Batman Tweedledum, Tweedledee ve Ventriloquist’in kuklası Scarface’i almış. Bu sıralarda Kite-Man’in zamanında oğluyla yaptığı konuşmalar hatırlatılıyor. Kite Man ve Man-Bat birlikte giderken Man-Bat’e bir şey ateş ediyor ve Batplane’i görüyoruz. Daha sonra Scarecrow , Cluemaster’ı alt ediyor. Mr. Freeze, savaş üzerine konuşurken indiriliyor. En sonunda Kite Man de Batman ve Riddler tarafından ele geçiriliyor.

31. sayıda Catwoman Batman’e yardım ediyor ve Joker’ı gözetliyor. Joker ise her şeyin başladığı yerde bir adama terör estiriyor. Bu esnada Joker, Catwoman’ı fark ediyor ve cama ateş ediyor ancak Catwoman’a bir şey olmuyor tabii. Daha sonra Batman, Riddler, Kite Man ve Riddler’ın ekibinin bir kısmı Joker’i basıyorlar. Batman’in direktifi ve Kite Man sayesinde odada sadece Riddler, Batman ve Joker kalıyor.


Son sayıya geliyoruz: ve artık Bruce’un kıvrana kıvrana aslında neyi anlatmaya çalıştığını öğreniyoruz. Üçü birbirine giriyor derken Riddler, Batman’den merhamet istiyor ve onun kazandığını kabul ediyor. Ardından Joker’ın gülüp gülmediğini merak ediyor. Ancak Joker’da en ufak bir sırıtış yok. Riddler, Joker’a tüm bu olayların sonunda gülmesi gerektiğini söylerken Batman dayanamıyor ve Jokerin bıçağını alıp Riddler’a fırlatıyor. Riddler’ı ölümden kurtaran şey ise Joker oluyor ve gülmeye başlıyor...




Hiiç edebiyat yapmadan direkt konuya giriyorum, hikâye benim beklediğim gibi bitmedi, ki beklentimi allah seviyesine filan çıkarmış değildim. Mantığıma oturmayan, okuduktan sonra “Bruce / Batman” bunu yapar mıydı ya? -.-“ dediğim o kadar çok şey oldu ki…

Şimdi ilk olarak çirkefleşeyim bir: Yahu Deathstroke & Batman kavgası bir kenara atılır mı? Böyle bir potansiyel nasıl çöpe atılır? Hadi bu potansiyeli bir kenara attık diyelim, açıkçası bu iki nişancının arasındaki kavganın sonucu olan sivillerin ölümünü hiç hissedemedim. Tom King’in iyi dram yazdığını biliyoruz, buradaki potansiyel niye çöpe gitti?

İki villain’in ve takımlarının Bruce’un evinde bir araya gelmesi peki? O sayıya uzunca baktım, baktım, baktım ve sebebini ciddi ciddi düşündüm. Batman’in, Batman olarak çözemediği olaylara Bruce Wayne olarak yaklaşması, düşünemediğim ya da olmayan bir olay değil ancak o sayının (#29) sonu nereye gitti? #30’da Batman’i, Riddler’ın tarafında gördük ancak, Batman bunu Bruce Wayne olarak verdiği yemeğin sonucunda mı karar verdi? Gerçekten hâlâ gerekliliğini düşünüyorum, bir şeyler mi kaçırıyorum emin değilim. Kaçırıyorsam bir haber edin.

Üst paragraftaki gibi düşünme sebebim, hikâyeden çok yerde kopmuş olmam, çok yerde “filler mı okuyorum bu ne ya” hissiyatına kapılmış olmam, başka bir şey değil.

Batman evrenine uyduramadığım pek çok nokta vardı, yavaş yavaş diğerlerine geleceğim ama Riddler zekâ olarak kendini gösteren bir karakter. Fiziksel olarak yer yer Joker'in önüne geçmişti ki bu beni irite etti çünkü kendi kafamda Riddler, Joker’dan fiziksel olarak daha üstün değil “Sen koskoca DC yazarından daha iyi mi bileceksin:d” derseniz, haklısınız bilemem bu konuda diyecek bir şeyim yok ancak ben bu zamana kadar hep böyle düşünmüştüm.

Hikâyede o kadar çok karakter gördük ki ve bir o kadar da kullanılmamış karakterler... Sırf hayranları heyecanlandırmak için yapılan bu hareketi de pek sevmiyorum, hikâyede etki edecek karakterleri gösterip, kalabalık etmemenin faydası olduğunu düşünüyorum.

Tom King’in anlatısı ufaktan değişmiş; önceden kendini tekrar eden diyaloglar/ cümleler görürken şimdi uzun sessiz sayfalar görüyoruz. Olay hikâyesinden durum hikâyesine doğru yakınlık göstermiş diyeceğim ama anlattığı hikâyeye bakınca ne kadar absürt bir cümle olduğunun siz de farkına vardınız bence. Her neyse, uzun sessiz sayfalar da pek hoşuma gitmedi. Çünkü hiçbir şey olmayan sayfalardan bir anda çok çok iyi sayfalara geçmek kafa karışıklığı yaratıyor; bir standart beklerken bir anda hızlı bir sayfaya geçmek tuhaf hissettiriyor.

Peki Batman’in, Man-Bat’i vurması. Konu Batman’in birini öldürüp öldürmemesi değil (ona sonra geleceğiz) Batman’in Man-Bat’i hedef almasını doğal bulmadım ben. Haliyle bu sahne de beni irite edenlerden.

Sevmediğim bir diğer nokta ise Riddler’ın bu kadar olayı sırf Joker gülsün diye yapması… Riddler bilmeceleri özen insandır, problemlere çözüm üreten değil. Haliyle Joker’in mental durumunu eskiye döndürmekle uğraşacağını hiç sanmıyorum. 



Gelelim son noktaya: Batman’in az kalsın Riddler’ı öldürmesi hoşlanmadığım yerlerden biriydi. Batman evrenindeki “öldürmek yok / silah yok” politikası çoğu hayran tarafından kabul görse de, öte yandan Batman’in öldürdüğünü söyleyen bir kesim de var. Zaten Altın Çağ döneminde öldürdüğünü biliyoruz, bunun Batman ruhuna uymadığını filan söylemeyeceğim. Eğer ki karakterin alt yapısı bozulmadan, evrenin doğasına uygun bir şekilde veriliyorsa gayet olabilecek bir şey gözümde; yeter ki “Bu neydi şimdi :/” dedirtmesin. (Ki bazen uygun olanın Batman’in o kötüyü öldürmesi ancak yazarlar genellikle bunu kullanmıyor – hatta öyle noktalar oluyor ki ilginç olan bu “öldürmeme” durumu olabiliyor.) Her neyse, özetle “Batman öldür(e)mez!!!!11!!!”cilerden değilim. Ama burada bağlanacak son da bu değildi yahu. Plot Twist yapacağız diye bu noktaya gelinmez ya.

Demek istediğim, Batman ne kadar tecrübesiz de olsa, ne kadar ilk yılından henüz çıkmış da olsa, düşünmeden, sorgulamadan bu hareketi yapmaz. Tamamen iradeden oluşan birinden bahsediyoruz burada, öyle “ay bir anlık çılgınlığıma geldi, öldüreyazdım :/” diyecek bir karakter değil Batman; öldürse bile bunun bir sebebi vardır, çıkış yolu budur. Burada ise Riddler’ı öldürme teşebbüsü tamamen bu saydıklarımın dışında. Ki bunun olmasını engelleyen de Joker… Batman’in kontrolü kaybedip “o nokta”ya gelmesini en çok isteyen karakter. Buradan sonra artık bir şey demiyorum.

Yahu bir de, Batman gibi karakterlerin aşk hayatını pek de önemsemeyen tek kişi ben miyim? Ne bileyim, Sherlock’un da, House’un da aşk hayatı beni hiç enterese etmemişti. Hatta böyle zekâsı, dedektifliği için okuduğum karakterlerin bu yönü gözümüze sokulunca bir parça rahatsız da oluyor gibiyim. Tabii bu lafım yanlış anlaşılmasın, karakterlerin bu yönünün ele alınmasına karşı değilim, bir karakteri seviyorsak her yönünü göreceğiz tabii ancak bu kadar olayı “Selina nasıl evet dedi:ddd” stilinde verince çok da hoş olmuyor sanki.

Öyle işte bu kadar yerdim ancak Selina’nın eski kostümünü görmemiz gerçekten hoştu.Artık toparlayacak olursam The War of Jokes and Riddles iyi başlayan ancak bunu sürdüremeyen, ortalamanın biraz üstünde bir hikâye oldu.

Bu arada:

  • Batman #29’da Riddler’ın arkasındaki tablo ve orijinali şu:

 


  • Batman #30’da Joker’in posterleri Uncle Sam’i hatırlatıyor:





  • Batman #31’de ise Riddler’ın renklendirilmesi Joker ile karıştırılmış. Daha önce üç elli çizilen Batman’in hatırladık mı? (asdfghjklşi):

Görselin sağ tarafında kalan, masanın orada duran kişi -yamulmuyorsam- Riddler. Birkaç kez kontrol ettim, Joker o sırada yerde. Yani ya Riddler yanlışlıkla Joker gibi renklendirildi, ya da oraya hata ile Joker çizildi. Hangisi bilemiyorum ama sonraki sayfalarda Joker hala yerde.
Share:

1 yorum:

  1. Yeni açtığım kişisel bloğuma desteğinizi ve önerinizi bekliyorum! Sevgiler.B
    www.benirva.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil

Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^