25 Ağustos 2017 Cuma

Batman #26

En son yirmi beşinci sayı ile (Bkz: Batman #25) Joker ve Riddler’ın hikâyesine giriş yapmıştık. Riddler ve Joker’ın karşı karşıya geleceği arc’ımızda, bu ikisinin savaşının başlangıcını görmüştük; Riddler, Joker’a Batman’e karşı beraber savaşmaları konusunda bir teklif götürmüştü. Joker ise bundan pek hoşnut olmamış, Riddler’ı vurmuştu. Öyleyse gelsin spoiler bölgemiz:

Spoiler:

Sayı Joker’ın cinayetiyle başlıyor ve Bruce’un öykülemesiyle devam ediyor. Riddler’a dönüyoruz; Dr. Jamie Knowles kendisini ameliyat etmiş. Riddler yara izini koca bir soru işaretine çeviriyor. Doktoru ise öldürüyor tabii ki. Her yere kanla soru işareti yapmış çılgın adam, olay yerinde Batman ve Gordon’ı görüyoruz.

Derken Joker’a dönüyoruz, bir aynanın önünde kendine bakıyor, altta da olanlara dair bir haber dinliyoruz (yani okuyoruz, ehe) Riddler Gotham Plazası’nın duvarına kocaman “I’m going to kill you Joker. Then I’m going to laugh. HA. HA. HA.” yazmış.

Carmine Falcone görüş açımıza giriyor, Joker onu arayıp Riddler’ı bir saat içinde öldürmesini söylüyor. Falcone adamlarını yolluyor yollamasına ancak Riddler o sırada Pamela Isley ile görüşüyor. Pamela muhteşem  güçleriyle bütün adamları indiriyor pek tabii.

Joker, Carmine Falcone’a ufak bir ziyarette bulunuyor beklenildiği üzere. Masaya annesinin dişleriyle yaptığı gülümsemeyi bırakıyor ve bir kişi hariç odadaki (Falcone’u kolundan olmak üzere) herkesi vuruyor: Penguin. Penguin’e onun yardımcısı olacağını söylüyor.

Daha sonra Riddler ve Joker’ın ekiplerini görüyoruz: Riddler’ın grubunda Scarecrow, Clayface, Deathstroke, Two Face, Poison Ivy, Firefly, Killer Croc, Victor Zsazs yer almakta, Joker ise Mr. Freeze, Mad Hatter, Grundy, Deadshot, Man-Bat, Cluemaster, The Ventriloquist, Scarface, TweedleDee, TweedleDum ve Penguin ile bir grup oluşturmuş durumda. Bruce ve Selina’yı tekrardan görüyoruz ve sayımız sonlanıyor.

-----

Siz de burada bir anlığına Street Fighter'daki hatunu hatırlmadınız mı ya :/ Crimson Viper'dı sanırım, hep telefonla konuşup "Understood" diyordu asdfgh Neyse.

Öncelikle günlük fangirllük kotamı doldurmam lazım ondan sonra ciddi (!) devam edebiliriz bence:

GELDİ GÖNLÜMÜZÜN HANIM EFENDİSİ! Ay yerim! Poison Ivy is baaaaaaackk bitches!

Ehe, evet. Poison Ivy hayranı olduğumu ilan ettiğime göre yazının esas kısmına başlıyorum. Arkadaşlar o nasıl sayıydı ya! Yemin ediyorum okurken kenara not almaktan bir miktar gına geldi. Bayağı dolu doluydu. Her şeyden önce Mikel Janin ve June Chung’ın hakkını vermek istiyorum. Muhteşemsiniz!

Sayı oldukça tempolu, yine Batman fazlasıyla geri planda, ki ben bu yönünü şimdilik oldukça seviyorum. Yine ince detaylarla Riddler’ın, Joker’ın varlığı hatta Batman’in rasyonelliği sorgulanmış. Sayıda kesinlikle boş bir alan yok, alt metinlerden yine oldukça iyi yürümüş Tom King.

Joker oldukça sert tasvir edilmeye devam ediyor. Araya Brian Bolland’ı oldukça hatırladığımı sıkıştırıp devam ediyorum: Carmen Falcone’a yaptığı nasıl bir şeydi yahu! Vallahi tüylerim diken diken oldu. Ayrıca orada bile karakterin alt yapısı yapılmıştı: Carmene ve Carmine Falcone’un ilişkisini görmüş olduk. Ayrıca Carmine Falcone’un suratında niye iz yok yahu? 



Öbür konuya gelirsek, Penguin, Carmine Falcone’a mı çalışıyor? Nasıl yani? Neden? İlk yılın devamını anlatan bir hikâye olsa da koskoca Oswald Cobblepot Falcone’un adamı nasıl olur? Aslında kıyafetlerinden ötürü (Carmine’in tetikçileri normal takım elbise giyerken, Penguin yelek ve kürklü bir şey giyiyor) ona çalıştığını düşünmemiştim. Malumunuz kürk asaleti, yöneticiliği filan temsil eder, (Örnek olarak Wonder Woman’da Hippolyta’yı gösterebilirim) ancak Joker’ın Falcone’u aradığı sırada bayağı onun adamlarından biriymiş gibi resmedilmiş. Bilemedim. (Beni aydınlatabilirsiniz bu noktada)

Riddler’ın karakteri New 52’ye göre daha sert. Evet, Zero Year’da bütün şehri hiç etmiş olabilir ancak benim burada gördüğüm Riddler daha farklı, daha sert. Ve tabii yine aklını kullanıyor. Falcone’un adamlarından –Poison Ivy sağolsun- tek yara almadan, kılını bile kıpırdatmadan kurtuldu. 

Aslında göndermelere daha sonra gelecektim ancak burada ikisinin diyaloglarında ufak bir referans vardı. Tom King’in aşırı gönderme kullandığı gerçek ancak söylemeliyim ki bazen bu oldukça zorlayıcı olabiliyor, itiraf etmeliyim burada iki kere okudum diyalogu, “İngilizcem mi tükendi, bir şey var burada ya” diye düşünürken üçüncüde çaktım köfteyi: Mayflower 1600’lerde İngiltere’den Amerika’ya göçmen taşımış bir gemi. Daha sonraları bu yolcular Pilgrim olarak anılacaktı. Olayı ilginç kılan ise bu insanların bir çeşit toplum sözleşmesi yapmalarıydı (Bu insanların torunlarından pek çok Amerika başkanı çıkmış olduğunu da buraya ekleyelim) Sözleşmeye göre Yeni Dünya’da çıkarılacak kanun ve emirler koloninin çıkarları yönüne olacaktı. Yaniiii Riddler’ın oldukça ciddi şeyler tasarladığını söylemek mümkün :’)

Bu sayı için başka söyleyecek bir şey kaldı mı diye düşünüyorum, karakterizasyonları oldukça beğendim. Falcone’un tetikçilerini bile “kötü adama çalışan salaklar” olarak değil de, onların da bir sebebinin olduğunu; her şeyin siyah beyazdan oluşmadığı gösterilmiş. Bu da yine çok sevdiğim bir nokta oldu.

Şimdi gelelim göndermelere: En baştaki taksi sekansında Richard W. Dick Sprang’e gönderme vardı. Kendisi Altın Çağ döneminde Bob Kane’in “hayalet” sanatçılarındandı. Bill Finger ile Riddler ve Kite Man’i, France Hernon ile Firefly’ı yarattı. Tabii keşke buradaki “espri”nin hoşuma gitmiş olduğunu söyleyebilseydim – hatta gayet leş buldum. Çizgi romana katkıda bulunmuş bir insanın böyle bir şakayla (Dick, sprang, ve 69, gözünüzü seveyim daha yazdırmayın bana) anılması, ne bileyim… Bundan daha fazlasın sevgili Tom King.

Bir diğer göndermemiz ise: Sheldon Maldoff. Sheldon “Shelly” Maldoff da Bob Kane’in hayalet sanatçılarındandı. Kendisi Robert Kanigher ile Poison Ivy’yi yarattı.

Taksi ücretinin $37.73 olduğunu görüyoruz. Batman (1940) #37’ye baktığımızda iki isim görüyoruz. Karakterlerde Lou Darrell ve Dr. Avery Burton dikkat çekiyor. Darrell ile #26 ile bağlantı kuruyoruz ve Dr. Burton ile aklımıza Tim Burton geliyor.

Riddler ve Dr. Jaime Knowles’ın sekansı bire bir Tim Burton Batman’ine gönderme yapıyor:


Şu da videosu:



Batman (1940) #73’ü ise Dick Sprang çizmişti.

Toparlayacak olursam, Batman’in oldukça geri planda olduğu, Riddler ve Joker’in karakterizasyonları oldukça sevdiğim, heyecanlı ve merak uyandıran bir sayı oldu. Sonraki sayıda ciddi ciddi Kite Man okuyacağız bu arada arkadaşlar.



Puan: 8.5 / 10




Share:

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^