24 Mart 2020 Salı

Bir "John" Olmak: Paying for It



paying for it kapakPaying for It, Chester Brown’ın, Drawn and Quarterly’den (2011) çıkan otobiyografik grafik romanı, bir “John” olmanın dayanılmaz hafifliğini anlatan (buraya random gelecek) graphic memoir’i.

Nedir efendim bir John olmak?

YAŞI 18’DEN KÜÇÜK OLANLARI DIŞARI ALALIM LÜTFEN, UYARMADI DEMEYİN, BU YETİŞKİNLERE YÖNELİK BİR ÇİZGİ ROMAN.

Evet, uyarımı yaptıktan sonra devam ediyorum. John olmak bu çizgi roman açısından ödeme yaparak cinsel ilişkiye giren erkek demek. Buradan da konuya bağlıyorum:

Paying for It Konusu


Chester Brown, Sook-Yin ile beraber olan bir adamdır, bir gün Sook-Yin başka birine ilgi duymaya başladığını Chester’a söyler ve romantik ilişkileri bir anda ev arkadaşlığına döner. Bu durumla birlikte Chester ilişkiler üzerine uzun uzadıya düşünür ve kafasındaki ilişki anlayışı epey farklı bir yöne kayar dolayısıyla toplumun da çok hazzetmediği bir anlayışa sahip olur.


Chester bir ilişki içinde olmayı mantıksız bulur ve para karşılığında cinsel ilişki yaşamayı seçer. Bir noktadan sonra da bu hayat biçimine dönüşür – kendi deyimiyle bir John olur. Bir grafik memoir olan bu kitap da hayatının bu dönemini anlatmakta.



Bir çizgi roman olarak Paying for It...


Çizgi roman zevkiniz biraz daha süper kahraman janrının dışına çıktıysa Drawn and Quarterly’den çıkan bir yayını mutlaka ama mutlaka okumuşsunuzdur. Ben de severim Drawn and Quarterly’den çıkan yayınları; hatta bir noktadan sonra ilgimi çeken eserleri hiç araştırmadan etmeden okumuşumdur, Drawn and Quarterly sonuçta, kötü bir iş çıkabilir mi? Kazın ayağı öyle değil aslında.


Paying for It çok kısa sürede, hatta bir oturuşta okuyabileceğiniz bir grafik roman. Ama bu her zaman iyi bir şey olmayabiliyor, en başından söylemeliyim ki Paying for It benim hiç hoşlanmadığım bir grafik roman oldu.



Doğruya doğru, konusu itibarı ile bu grafik roman “yukarı tükürsem sakal, aşağı tükürsem bıyık” durumuna düşme potansiyeli çok çok yüksek bir yerde duruyor. Ancak madem ki böyle bir konuyu seçmekte ve yayımlamakta ısrarcısın, o zaman çizginden konuyu ele alış biçimine, düşüncelerini nasıl temellendirdiğin çok önemli. Kanımca böyle çok yanlış yerlere kayabilecek bir konu seçiyorsan eserde virgül fazlalığı bile olmamalı. Peki bu durum bu grafik romanda nasıl?



Bu çizgi roman için bir sıfat kullanacak olsam kesinlikle “muğlak” olurdu. İşin özellikle anlatı kısmının sorunlu olduğunu düşünüyorum. Öncelikle bakış açıları tek yönlü. Chester Brown karşıt bakış açılarını çizgi roman içinde vermeye çalışsa da bu düşüncelerin gerektiği gibi derine indiğini düşünmüyorum. Bazı fikirlerin aktarılmaya çalışıldığı eserlerde önce temellendirme, daha sonra yapılabiliyorsa örneklendirme ve son olarak sentez yapılır, üzgünüm ki bu grafik roman bunların neredeyse hiçbirini yapmıyor. Amiyane tabirle, benim için bu grafik roman, seks günlüğünden öteye geçemedi. Chester Brown'ın argümantasyonu burada ne yazık ki çok arka planda kalıyor, dahası tartışmaya çalıştığı kontra fikir daha da sönük kalmış. Haliyle "ben ne okuyorum şu an" demeniz çok çok olası. Özellikle anlatılan birkaç durum öyle bir aktarılmış ki, kadın haklarına ve kadının medyada aktarılış şekline biraz bile kafa yoran insanları rahatsız edecektir. Tabii ki her düşünce, her inanış ya da her durum aktarılabilir, üstüne yorum yapılabilir, ancak üslup burada çok önemli bir rol oynuyor. Bu eserin iyi ya da kötü olarak yorumlanmasını bile etkileyecek bir şey.




Grafik romanın estetik yönüne de değinecek olursam, bazı çizgi romanlar vardır; düşünce yönü ağır bastığı için işin sanat kısmı arka planda kalır. Bu çok makul ve hatta bazen olması da gereken bir durum. Lakin bazen çizgi romanlar bir fikrin aracısı olmaktan ziyade estetiğe hizmet eder. Maalesef buradaki çizimleri de çok beğenmedim.



Öte yandan benim bu kadar yermeme karşın bu çizgi romanın seveni de çok fazla. Benim açımdan çabucak okunan ve açıkçası (pozitif yönde)bir etki bırakmayan bir yapıt oldu. Kimileri ise çizgi romanın yapısını natüralizm ile bağdaştırmış, geçiniz efendim, natüralizm böyle bir şey değil.



Sonuç olarak ben Paying for It’i beğenmedim. Ancak benim beğenmemiş olmam, sizin de beğenmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Ben biraz kılı kırk yaranlardanım. Çizgi ya da grafik romanları bir medium olarak eleştirel bir süzgeçten geçirmiyor, yalnızca tüketiyorsanız büyük ihtimalle beğeneceksinizdir. (Böyle yazınca kötü bir şey söylüyormuşum gibi oldu ama niyetim o değildi :d) Yani birinin hayatında geçtiği bir süreci anlatan, konusu da biraz alışılmış dışına çıkabilmiş bir grafik roman arıyorsanız aslında Paying for It sizi tatmin edebilir.

P.s. incelememi istediğiniz çizgi romanları belirtmeyi unutmayınız, hepsi yazılacaklar listeme giriyor! (:

Share:

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^