7 Şubat 2017 Salı

Don't Breathe

Tür: Suç, Gerilim, Korku

Süre: 88 Dakika

Çıkış tarihi: 2016

Yönetmen: Fede Alvarez

Yazar: Fede Alvarez, Rodo Sayagues

Oyuncular: Stephen Lang, Jane Levy, Dylan Minette, Daniel
Zovatto

Konusu: Hayatları pek de yolunda olmayan, genç yaştaki üç hırsız, kör bir adamın evine girerler. Ancak eski bir asker olan bu kör adamı soymak, zannettikleri kadar kolay olmayacaktır.



Açıkçası tek başımayken, açıp da gerilim türü izleyen bir tip değilim. Hayır korktuğumdan değil, bu türe ait filmlerin çoğu en kaba tabirle "tırt" olduğundan. Ama işte kuzen kişisiyle birleşince, üstelik "uyumuyoruz tamam mı" seansları da başlayınca film maratonlarına bir iki tane korku ve gerilim atmak şart oluyor.

Bu filmi de bu sayede izledim. Hiçbir şey beklemeden (Hani "tırt" çıkacağına eminiz ya) konusuna bile doğru dürüst bakmadan izlemeye başladık, ve arkadaşlar en baştan söylemeliyim ki, ben yıllardır böyle bir gerilim filmi izlemedim.

Konusunu biraz daha açacak olursam, üç tane hırsızımız var. Biri kız ikisi erkek. Rocky ve Money sevgilidir ve Alex, Rocky'ye aşıktır. Bu üç kişiden sadece Rocky'nin özel hayatına tanık oluyoruz: Annesi ilgisiz, hayatına köstek olana, saçma sapan konuşan bir kadındır. Haliyle kardeşiyle Rocky ilgilenmekte ve doğru parayı tutturduğu vakit, kardeşini de alarak evi terk etme planları yapmakta.

Kör adamımız ise eski bir asker. Kızı bir kaza yüzünden ölmüş bunun sonucunda da yüklü bir miktar para tazminat almıştır. Alex bu çapta bir soyguna girişmek istemese de Rocky'ye karşı koyamayıp bu işe girişir. Ve soymaya çalıştıkları insan gerçekten çok dişli biri çıkar.


Filmin neredeyse tamamı tek bir mekanda geçiyor. Karakterlerimiz zaten çok sınırlı. Filmin neredeyse en başında da birine veda ediyoruz. Yönetmenin ve yazarın bilerek yaptığı bir şey sanırım, karakterler hakkında o kadar az şey veriliyor ki, tam olarak hangi tarafı tutmanız gerektiğini hissedemiyorsunuz. Tamam, soyulan kişinin yanındayım diyemiyorsunuz; adam neredeyse filmin sonuna kadar konuşmadı ancak o "profesyonelliği" ile bir tekinsizlik hissediyor ve ona hak veremiyorsunuz.

Film tamamen aksiyonlar üzerine ilerliyor, ne olacağını kestirmeniz imkansız değil ancak yine de "şunu yap", "hayır şuraya git" demekten de geri durmuyorsunuz. Bir kedi - fare oyununa dışarıdan bakıyorsunuz sadece ve vadettiği gerilimi hakikaten de veriyor. 

Olayın ilerleyişi sadece "kedi - fare" oyunundan ibaret değil sadece, ilerledikçe asıl mesele anlaşılıyor. Bahsettiğim bu asıl durum muhteşem yaratıcılıkla verilen bir şey değil, bilakis oldukça tahmin edilebilir bir şey ancak filmin ilerliyişinden olacak, çok da neler döndüğünü tahmin edemiyorsunuz.

Zaten asıl olay dediğimiz şeyin arkasından başka bir şey çıkıyor. Oldukça psikolojik şiddet içeren şeyler. Bu noktada ev sahibine neden hak veremediğiniz anlaşılıyor, yönetmen bunu aslında bir şekilde çoktan size vermiş.

"Just because he's blind doesn't mean he's a saint, bro."


Film sadece gerilimden ibaret değil. Çok çok küçük de olsa bir felsefe taşıyor. Kör ev sahibi konuşmaya başladığı zaman onun kafa yapısını da anlıyoruz. Kendinize ne kadar yakın hissedebilirsiniz o ayrı, ancak az da olsa karakter derinliğine iniliyor.

Anlayacağınız üzere iki taraf da suçlu. "Herkes salt iyi ya da kötü değildir" felsefesi işleniyor filmde. Hırsızların da, ev sahibinin de kendince haklı olduğu noktalar var ve aynı zamanda yok. Bana sorarsanız her iki tarafa da küfrederim :')

Filmin diğer bir güzel noktası ise, tabii ki, oldukça düşük bir bütçeyle çekilmesi. Çekime on milyon dolar harcanan film, yüz elli milyon dolarlık hasılat yaptı. İşin ilginç tarafı ise yönetmen de bunu beklemiyormuş ^^ Tabii tutunca yeni bir film fikri çıkıyor piyasaya. Ancak yönetmen "İkinci film için harika fikirlerim var, söyleyemiyorum ancak aynı filmi çekip isminin sonuna 2 ibaresi getirmek bana ygun değil" minavilinde konuşmuş. Bu da benim ikinci filme olan beklentilerimi arttırdı tabii.

Velhasıl kelam, son dönemim çok iyi "gerilim" filmlerinden. Çözülemez değil ancak işlenişi gayet yerinde.

Ne diyelim, yaşasın tek mekanda geçen, düşük bütçeli, iyi filmler!





Share:

4 yorum:

  1. Kör amcamız bizi bayağı bi şaşırttı. Başta yaşadıklarına üzülürken film ilerledikçe tamamen ters düşünmeye başladım. Bu konuda izleyeni ters köşe yapıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. valla ben mahallede yalnız yaşamasından filan işkillenmiştim ^.^

      Sil

Yorumunuzu eksik etmeyin, her biri çok değerli^^